|
|
|
10 KASIM 2007'de ATATÜRK OLMAK
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10 KASIM 2007 de ATATÜRK OLMAK...
Dolmabahçe Sarayı...10 Kasım 1938...Saat: 9:06...
Hoş geldin paşam...
hoş gördük çocuk...Ölmek çok kötü bir şey diye tahmin etmiştim ama bak ne
kadar huzurluyum...
Sen bu millete o kadar güzel şeyler bıraktın ki o güzel ve sonsuz huzuru
fazlası ile hak ettin paşam...
Çocuk, şimdi çok yorgunum ve bana biraz zaman ver, dinlenmek istiyorum...
Emrin olur güzel paşam...
(aradan uzun yıllar geçer) 14 Nisan 2007...
Paşam, istersen bir kalk bir şeyler oluyor...
Neyin var çocuk?
Paşam Ankara sokaklarında milyonlarca insan ellerinde Türk bayrakları ile
sel olmuşlar buraya (anıtkabir) geliyorlar...
Anlat biraz çocuk...
Paşam, çoğunluğu KADIN olan milyonlarca insan var ve bazıları ağlıyor...
Paşam, kapının solundaki askerin de ağlıyor ve ort a yaşlı bir adam askerin
gözyaşlarını siliyor...endişe ve umut içinde hem şarkı söylüyorlar hem de
'birilerine' bir şey anlatmaya çalışıyorlar ve 'tehlikenin farkındayız'
diye haykırıyorlar..
Sen biraz dolaş bakalım, neler oluyor bana sonra anlatırsın...
Olur paşam...
(aradan aylar geçer) 10 Kasım 2007 sabah namazı vakti...
Paşam, paşam...aman Allah'ım!...aman Allah'ım!...
Dur çocuk, sakin ol....
Paşam, durum çok vahim...çok acı....
Ağlama çocuk... Sakın ağlama... Anlat bakalım neler öğrendin,14 Nisandan
beri yoksun....
Paşam 14 Nisan günü o kalabalık senin kurduğun Cumhuriyetin temellerinin
sarsıldığının farkında olarak başkalarını da uyandırmak için büyük bir
miting yapmış...
Dur biraz çocuk, birincisi Cumhuriyeti 'ben' değil 'BİZ' kurduk..ikincisi
bu aşamaya gelinmiş ise 'bu kadar zaman neyi beklemişler?'...
Devam et çocuk...
Paşam o kalabalığın olduğu günden bir hafta sonra genel seçimler yapılmış
ve bir parti %47 ile tek başına iktidar olmuş...
Ne güzel işte, istikrar var demek....
Yok, paşam, öyle değil... Bu parti 'din istismarlığı' başta olmak üzere bin
türlü yanlışlıklar ile iktidara gelmiş...
Sen ne diyorsun çocuk?.. Sen bana şu seçim sonuçlarını bir söylesene....
Paşam bir parti var %47 almış... CHP % 20....ve 7.3 milyon kişide oy
kullanmamış...
Senin ağzın ne söyler çocuk... Seçme hakkını bu millete kazandırmak için ne
gibi fedakârlıklar ve mücadeleler yaptığımız okullarda öğretilmemiş mi?...
Bugün özgürlük adı altında yaşadıkları şeyler için , çocukluğunu ve
gençliğini bile yaşamadan şehit ve gazi olan yüz binlerce insandan
haberleri yok mu bunların?...
Dahası var paşam.. Çankaya'ya çıktım geçen gün....
Nasıl, benim çam ve kayınlar büyümüş mü?
Büyümüş paşam kocaman olmuş....
Çoğunu kendi elim ile dikmiştim....
Belli paşam hala senin kokun var Çankaya'da bir de hacıyağı kokusu....
Nasıl yani çocuk?...
Paşam köşke gittiğimde senin makamında İran vatandaşı kılıklı insanlar
cirit atıyordu... Belki İran devlet başkanı onuruna davet vardır sandım ama
değilmiş. Hatta 'sıkma başlı' bir kadın köşkün dekorasyonu ile ilgilenmekte
idi... ve durmadan söyleniyordu etrafındakilere ' ay ne pis burası hemen
şunu atın,bunu atın...ay ne sevimsiz...şunu da atın...bunu yakın...gözüm
görmesin...'...etrafa iyice bakındım ama o makama uygun bir adam
göremedim....çıkışta nöbetçi askere sordum 'paşamın yerine seçilen adam'
nerede diye?....içeride,görmediniz mi dedi...çok üzüldüm paşam..hatta
öğrendim ki seçildiği gün Ankara da hava pusl anmış ve yağmur yağmış...
Sakin ol çocuk ve anlat....
Paşam sen nasıl bu kadar sakinsin hala...
Sakin değilim çocuk yalnızca çok şaşkınım.... Sen bana bakma, anlat....
Paşam geçen gün İsmet paşanın oğlu da ölmüş...
Erdal mı?..
Evet....
Üzüldüm, doğum haberini aldığımızda ne çok sevinmiştik İsmet'le....
Çok iyi bir fizikçi olmuş paşam.... Bilime hizmet etmiş
Demek, demek ki emeklerimiz boşa gitmemiş....
Bir ara siyasete girmiş ve herkesin saygı duyduğu ve sevdiği birisi
olmuş...
Paşam anlatmaya devam edeyim mi?....
Tabi ki çocuk...
Bir adam var paşam sürekli Türk halkı ile alay ediyor,'kötü ve çirkin'
sözler söylüyor... Devamlı yalan söylüyor... Ülkeyi yabancılara satıyor....
Eleştiriye asla gelemiyor ve tehdit ile savuşturmaya çalışıyor... Dini
sonuna kad ar sömürdü ve Müslüman bile değil... Bütün önemli kurumları
'bilerek' yabancılara satıyor... Sen bir ağaç için koca bir köşkü yerinden
kaldırmıştın, bu adam ormanları imara açmak için canını bile verecek nerede
ise..daha önceleri nutukta yazdıkların olmuş ve doğuda Terör almış başını
gitmiş...onbinlerce şehit ve gazi vermişiz ve bu adam o zihniyeti
savunanları yüce meclise davet etmiş...hatta 20 tanesi meclise bu adam
sayesinde girmiş bile...
Dur çocuk dur, sen beni bir kez daha mı öldüreceksin...sen neler
söylüyorsun....bu anlattıkların TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE Mİ oluyor?
Evet paşam....
Bir kere sakin ol bakalım, öncelikle birçok haltı karıştırdığı belli 'bu
adam'ı tarif et bakalım....uzun boylu...kabadayı yürüyüşlü,garip
bıyıklı,sürekli alaycı bir tavrı olan biri işte...
Ne iş yapar bu adam....
Paşam bu adam 2. adam...
Böyle bir adamın 2. adam olduğu bir ülkedeki halkımı anlatsana bana
biraz...
Paşam bilim o kadar çok ilerlemiş ki 'televizyon-bilgisayar-internet-cep
telefonu' gibi birçok garip ama iletişim için çok gerekli aletler sarmış
her yeri....
Ne güzel işte, demek ki bilime gereken önemi vermişiz...
Yok, paşam hepsini yabancı devletler icat etmiş.... Ve bu aletler de
insanlar koca bir ömrü geçirmeye başlamış.. Türk halkı nerede ise HİÇ kitap
okumaz olmuş... Gazete satılıyor gibi görülüyor ama her gün yüz binlerce
gazete propaganda amaçlı olarak bedava dağıtılıyor....'din istismarı
yapanların' ve 'teröre sıcak bakanların' gazete, radyo ve televizyonları
her yeri doldurmuş... İnsanlar paralarını şans oyunlarına ya da dini
kullanan derneklere vermeye başlamış... Hatta sana bir tane gazete bile
getirdim, bakmak istersen..
Ver bakalım.... Ne güzel bir sürü renk iç inde olmuş gazeteler... Bizim
zamanın gazetelerini bilir misin sen? Siyah beyazdı sadece.... Bizim
Yunusun(Yunus Nadi) gazetesi yayında mı hala?
Evet, paşam Cumhuriyet gazetesi yayında ama çok az satılıyor maalesef...
Dur bakalım şu gazeteyi bir okuyalım
(baş sayfadaki manşet haberi okur gazi) : 'son yapılan en geniş çaplı
araştırmaya göre Türk Kadının %49 u düzenli olarak kocaları tarafından
ŞİDDETE maruz kalmaktadır.... Evli olanların %70-%80 i EN AZ BİR(1) kere
eşleri tarafından şiddete maruz kalmıştır...' ....
Gazi Paşanın masmavi gözleri şimşek gibi olur ve gazeteyi bir hışımla yere
atar...
Ne oldu paşam?
Daha ne olsun çocuk.. Bu nasıl bir halk? Bunlara kimse öğretmedi mi biz
Kurtuluş savaşında zafer kazanırken bize en büyük desteği verenin KADIN
olduğunu.... En büyük eziyetlere ve acılara maruz kalanların Türk KADINI
olduğunu bilmez mi bu kâfirler?....
Sakin ol paşam.....
Nasıl sakin olurum çocuk... Bir ülkenin kadını bu duruma gelmiş ise ve bu
kadınlar dünyada hiç bir kadının yapmadığını yaparak en büyük cesareti
gösterip BİR MİLLETİ KURTARMAMA 'en büyük katkıyı' vermiş ise nasıl sakin
olurum ben....
Paşam, kadına ve ANAYA saygısı olmayan bu zihniyete milyonlar oy verdi
ama...
Bu zihniyete tepki veren yok mu hiç..... Var paşam, hatta bir tanesi İsmet
paşanın oğlunun ölümünde oldu ama bu olay bile görmezden gelindi....İsmet
paşanın ailesi Cumhurbaşkanının taziyelerini kabul etmedi...
Çocuk söyle bana o cumhurbaşkanı hala istifa etmedi mi?....
Yok, paşam senin gibisi nerde... Hakkını yemeyelim bir tane gelmiş senin
kadar olmasa da çok sevilen ve senin gibi ilkelerine bağlı halkına
saygılı....
Adı ne bu adamın?...
Ahmet Necdet SEZER... Ama o adamı bile hedef göstermişler ve her gün
kötülemişler... Paşam tepki dedin de aklıma geldi genel seçimden kısa bir
süre önce SON KURTULUŞ SAVAŞI GAZİSİ ile ilgili bir olay olmuş...
Anlat bakalım...
O dönemde bu 2. adam almış sıkma başlı eşini yanına ve bir süre önce asker
ile ilgili söylediği saygısız sözleri temizlemek için son gazinin elini
öpmeye gitmiş..
Dur çocuk dur, bu adamı kabul edip elini mi öptürmüş son gazi?
Evet, paşam ama gazimiz o kadar yaşlı ki kimin geldiğinin farkında bile
değil ki...
Tamam, şimdi oldu.... Farkında olsa ASLA kabul etmezdi bu adamı.... Keşke
son gazi bu bilinci çocuklarına da verseydi ve o adamı eve bile
sokmasalardı... Bu arada Ordumuz nasıl?
Paşam ordumuz ÇOK güçlü ve senin ilkelerin ışığında CUMHURİYETİ savunan
sağlam duruşunu ASLA kaybetmedi... Ama bu aralar bu 2. a damın emri ile
basın kuruluşları ve satılık kalemler çok üstüne gidiyor ordunun.. Ve Terör
olaylarında bilerek gerekli önlemi almayan yöneticiler sayesinde Ordumuzun
halkın önündeki itibarını sarsmaya çalışıyorlar....
Çocuk, senin söylediklerini NUTUK un sonundaki gençliğe hitabede en açık
şekilde yazmıştım ama inan bana bu kadar kısa sürede gerçek olacağına benim
deham bile ihtimal vermemişti... BU NASIL BİR HAİNLİKTİR.... BU NASIL BİR
SAYGISIZLIKTIR.. BU NASIL BİR VEFASIZLIKTIR... BU NASIL BİR KALLEŞLİKTİR VE
BU NASIL BİR YOZLAŞMADIR... Çok üzüldüm çocuk....
Paşam seni üzmek istemem ama sana video kayıt cihazı denen bir alet ile bir
iki dakikalık görüntüler getirdim... Bir nevi sinema yani... Göster çocuk
(paşa görüntüleri izliyor)..
Ne güzel her yeri bayraklar ile donatmışlar...
Bayram mı var?
Hayır, paşam millet 'bir şeyler anlamak istemeyenlere' tepkisini böyle
gösteriyor artık...
Burası okul mu çocuk?
Evet, paşam ama istersen burada keselim?...
Niye?..
Buradan sonrası seni çok üzer paşam?
Emrediyorum devam et çocuk tüm bu anlattıklarından sonra ne beni üzecek ki
artık? (paşa bir ilkokulun ilk günü çekilen görüntüyü izler... Bu görüntüde
çocuklara öğretmeni MEB tarafından verilen kitapları dağıtır... Ve
kitapları alan çocukların büyük bir çoğunluğu kitapların ilk sayfasındaki
ATATÜRK resimlerini hızla yırtmaya başlar...)...
Paşam bu görüntüleri görmeni istemezdim ama bu gibi şeylerde yaşanmaya
başlandı artık....
(Gazi Paşa durgunlaşır ve bir kaç dakika hiç bir şey söylemez)...
Bana bunlardan sorumlu kişileri göstersene çocuk....
Paşam şu anda saat 8:50 ve yavaş yavaş senin yanına yaklaşmaya
başladılar... Ve tam 9:05 de saygı duruşunda bulunacak olan gurubun en
önünde olan kişiler. Hepsi orada işte....
Çocuk, saat 9:05 de elindeki video kayıt cihazı ile bu adamların hepsinin
sıfatlarını bir güzel çek... Sonra benim askeri üniformamı ve postallarımı
getir ve ikimize birer kahve yap bakalım...
Emrin olur paşam, nereye gidiyoruz?
Çocuk, bu gördüklerim ve anlattıkların doğru ise benim bu mezar içinde
olmam hiç bir şey ifade etmemiş ve 10 Kasım 2007 saat 9: 06 itibariyle ben
tekrar geliyorum ve bu sefer Başta TÜRK KADINI olmak üzere bütün LAİK
TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşlarını SADECE VE SADECE 'BİZ' OLMAK İLE
BAŞARILI OLACAKLARINI KAVRAYIP, HER TÜRLÜ PARTİ-KİŞİ-KURUMDAN BAĞIMSIZ
olarak tekrar MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRMAK İÇİN YOLA ÇIKIYORUM... Kurtuluş
savaşında ne parti vardı ne kişiler vardı... SADECE BİZ VARDIK...
Yapma paşam sen vardın bir kere....
Vardım ama ' KOCA BİR DENİZDE SADECE BİR SU DAMLASI' OLARAK.... BİZ
birdik... MAKAM, MEVKİ merakımız yoktu..ve bu değerler yıllar yılı
kaybedilmiş ve işte bu duruma gelinmiş....
Paşam senin için ölmedi diyenlere gülenler olurdu bazen..
Hah işte çocuk şimdi onlar ağlamaya başlayacaklar... Ne oldu bizim
kahveler?...
Buyur paşam...
Geç bakalım karşılıklı içelim ve GİDELİM....
(paşa kahvesini içer... Ve boş fincanları lahit'in yanına bırakır...10
Kasım 2007 saat 9:05 de gözünüz o iki boş kahve fincanını arasın...)....
10 Kasım 2007 saat 9: 06....paşa, üniforması üzerinde ve masmavi gözleri
ile kalabalığın arasından süzülerek giderken postalının sesi TÜM ÜLKEDE
duyulmaya başlamıştı....
Çocuk, bana çok yardımcı oldun ama KİMSİN SEN?....
Ben 'GELECEK NESİLLERİM' paşam...
Ver elini çocuk GİDİYORUZ...
|
|
|
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
|
|
|
|
|
|
|
|Æ|
|